Alevi Sözleri-Mevlana’nın Unutulmayan Yedi Öğüdü

4.899 views
mevlananin-sozleri

Alevi Sözleri-Mevlana’nın Unutulmayan Yedi Öğüdü

Yerin ve göğün nuru Allah’tır. Allah’ın nurunu insanlara peygamberler yansıtır. Peygamberlerin nurunu da veliler…

Allah dostları; insanları, insanlığı peygamberden aldıkları Allah nuruyla aydınlatır. Hazreti Mevlânâ da bir ayna. Aynaların en temizi… Nuru en iyi yansıtanı… O sadece bir alim, şair değil. O, evliya burcunun güneşi…

Mevlâna’da Allah aşkı ve sevgi varlığın merkezidir. Bu yüzden o, aşıklar sultanı diye anılır. Aşıklar sultanı Hazret-i Mevlâna…

O, babası Alimler sultanı Bahaeddin Veled’in dizinin dibinde yetişti. Babası ve ailesi 5 yaşındayken Horasan’dan ayrılmak zorunda kaldı. Mevlâna 5 yaşına kadar Horasanın Belh şehrinde, beş yaşından sonra ise gurbette yaşadı. Mevlâna hazretlerinin gençliği alimler arasında geçti. Dönemin bütün meşhur alimlerinden ders aldı. Belh’ten ayrıldıktan sonra Hacc’a gittiler. Mevlâna ve ailesi bir çok yere uğrayarak sonunda Karaman’a geldi. Bir süre orada yaşadıktan sonra Selçuklu hükümdarının davetiyle Konya’ya geldiler ve oraya yerleştiler.

Hazreti Mevlâna tam manasıyla bir kamil insandı. Kamil insan yani olgunluğunu tamamlamış insan… Kamil insan insandaki, hırs, şöhret, kıskançlık, kin, garaz, hiddet, cimrilik gibi manevi yaraları tedavi eden bir doktordur. Manevi hastalıklar insanın kalbinde bulunur. İnsanın kalbinde bu manevi hastalıklar olduğu sürece gerçek bilgiye ulaşması ve iyi bir insan olması mümkün değildir. İnsanlığın tedavisi için Hazreti Mevlâna’nın bize bıraktığı önemli miraslardan biri de yedi öğüdüdür. İnsanın manevi hastalıklarının reçetesi yedi altın öğüt:

– Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol.

– Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.

– Başkalarının kusurlarını örtmede gece gibi ol.

-Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.

– Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.

– Hoşgörülülükte deniz gibi ol.

– Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol

* Akarsu pislik tutmaz. Sular akıp giderken temizler yatağını. Onun içinde hiçbir kötülük barınamaz. Temizdir çünkü sürekli akar. Cimrilik, mal mülk sahibi olma hırsı kalbi karartır. O insan ki cömerttir, başkalarına yardım eder; kalbinden ırmaklar akar. İnsan akarsu gibi olmalıdır.

* Allah yeryüzünü zayıf, güçlü bir yığın canlı ile donatmıştır. Ve onların başlarına taç olarak da insanı yaratmış. İnsana ise kaynağı kendinde sonsuz olan şefkat ve merhamet vermiştir ki Allah’ın yarattıklarına karşı sevgi, diğer insanlara saygı duysun. Güneş gibi ol şefkatinle ışıt ve ısıt yeryüzünü.

* Allah’ın kıyamet gününde insanını ayıplarını örtmesi için… kötülüklerin yayılmaması, örnek olmaması için… Toplumda kin ve düşmanlık tohumlarının yeşermesin. Gece nasıl karartırsa her şeyi sen de karart kusurları ve başkalarının günahlarını… Gece gibi ol!

* Varlığın özü sevgidir. Herkesi ve her şeyi sevmelidir insan. Allah’ın bütün yarattıklarını… İncitme hiç kimseyi ve hiçbir varlığı… Ölü gibi ol!

* İnsan kendini bilmelidir. Kendini bilmenin zirvesi de hoşgörüdür. Hoşgörülü olmazsan sevemezsin. Aç gördüysen doyur, çıplak gördüysen giydir, ağlattığın varsa güldür, yıktığın varsa yap. Kalbinde bir deniz olsun adı: Hoşgörü… Deniz gibi ol.

* Başkalarına saygı göstermeli insan. Bu kendine saygının başka bir şekli. Diğerlerini küçük görmemeli, kibirlenmemeli. O kutlu elçi de buyurmuş ki: “Her kim Allah için alçakgönüllülük yaparsa, Allah muhakkak onun derecesini yükseltir.” Kim ki Allah katında derecesini yükseltmek ister toprak gibi olmalıdır.

* Ve kimse seni olmadığın gibi düşünmesin. Çünkü her şeyi gören sana şahdamarından daha yakın bir göz, içini dışını gündüzünü, aklını ve kalbini görüyor. Kimseyi kandıramazsın hele yüce yaratanı asla… bunun için Hazreti Mevlâna’nın en büyük öğüdü: Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol.

O, insan ruhlarını öğütleriyle nakış nakış örmüş. Onun yaşantı zenginliğini kendi hayatına birazcık taşımış olanlar hem bu dünyanın hem de öteki dünyanın mutlu insanlarıdır.

Büyük velinin insanlığa bıraktığı en önemli miras yaşadığı hayat. Her dakikası aşkla dolu bir hayat… Sonra eserleri… Yaşadığı hayatı ve söylemek istediklerini bize ulaştıran eserleri, fikirleri. Bize düşen de bu mirasa sahip çıkmak.

Paylaş

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz