Yüce Atatürk’ün dine, İslam’a ve bilime, akla ve insanlık değerlerine, Türk tarihine, ahlak ve erdeme ilişkin sözleri ve eylemleri incelendiğinde görülecektir ki o gerçekten, şeksiz ve şüphesiz bir dini önderdir. Hakk’ın tecelli ettiği evliyaullahtandır. Erendir, ermiştir.
Ali’siz Aleviliğin Çakal Postu:Atatürk’süz Alevilik…
Mustafa Kemal Atatürk’ü bir dine, mezhebe, coğrafyaya ve bir zaman dilimine sığdırabilmek mümkün değildir. O, öyle şeyler yapmıştır ki yaptıklarıyla evrensel ve zaman üstü bir kişilik olarak insanlığın ve tarihin idrakine nakşolmuştur.
Mustafa Kemal, herkesin kendisinde bir şeyler bulduğu sonsuz bir kaynak gibidir. Akılcı, devrimci, yurtsever, ilerici, milliyetçi ve insaniyetçi kimliğiyle rehberliği muhkem bir kişiliktir.
Mustafa Kemal, “Benim akıl ve bilimden başka hiçbir manevi mirasım yoktur” diyerek tıpkı “ Aklım dinimdir” diyen Hazreti Ali gibi insanlığa daima bilimi ve aklı işaret etmiştir. Akıl ve bilim, medeniyet yolunu ışıtan sonsuz bir ışık kaynağı gibidir. İnsanlığa aklı ve bilimi telkin etmekten daha büyük bir hizmet düşünülemez.
Türk ulusuna istiklal mücadelesinde önderlik eden Mustafa Kemal, gerçekleştirdiği anti emperyalist savaşla mazlum halklar dünyasına da umut ve güç kaynağı olmuştur. Bilindiği üzere Türk istiklal savaşı, doğulu halkların batı sömürgeciliğine karşı özgürlük bayrağını yükseltmelerine cesaret vermiş ve emperyalizme diz çöktüren ilk hareket olarak Mustafa Kemal marifetiyle dünya tarihine geçmiştir.
O büyük ve emsalsiz bir dahidir. Onun yaptıklarını başkaları hayal bile edememiştir. Bir halkın yazısından kıyafetine, dilinden dinine kadar neredeyse her şeyini yeni baştan düzenleyen ve yeni bir biçim veren yeryüzünde başka kim vardır?
Yaptıkları ve yapmak istedikleriyle ilgi odağı olmuş, büyük hayranlıklar kazanmış, çok sevilmiş ve çok yüceltilen kutlu bir önder olmuştur.
Elbette ki onun da düşmanları vardı. Günümüzde de var ve daima var olacaktır.
Bilinmelidir ki ona düşman olmak, hurafelere dost olmaktır.
Ona düşman olmak, geriliğe, yobazlığa, karanlığa ve yoksulluğa dost olmaktır.
Ona düşman olmak, emperyalizme, esarete, köleliğe, faşizme, bölücülüğe ve ırkçılığa dost olmaktır.
Ve ona düşman olmak, şeytana dost olmaktır
Mustafa Kemal, bütün insanlık dünyasının emsalsiz bir değeridir.
Kuşku yok ki o, başta Anadolu Türklerinin ve bütün Türk dünyasının ulusal kahramanıdır. Sünnisi, Şiisi, Alevisiyle hatta inananı, inanmayanıyla Türk ulusunun tümünün önderi ve öncüsü olan Mustafa Kemal Paşa, bazı bakımlardan ise Aleviler için daha da önemli ve değerli addedilmiştir.
Alevilerin ona duyduğu sevgi ve bağlılık gerçekten dikkate şayan ve hayranlık uyandıran bir mahiyete sahiptir.
Aleviler için Atatürk neden bu denli öneme sahiptir. Alevilerin Atatürk sevgisinin kaynağı nedir?
Bu sorulura nesnellikle yanıt aramak gerçeği görmemizin ilk koşuludur.
Aleviler, 6 asırlık Osmanlı idaresinde uzun yıllar hatta yüzyıllar boyunca şeriat yasaları nedeniyle baskı ve zulme maruz kalmışlardır. Osmanlı şeyhülislamları tarafından haklarında sürgün ve idam fetvaları yayınlanan Aleviler, varlıklarını sürdürebilmek için sürekli göçmek, dağ başlarına yerleşmek, zaman zaman da kimliklerini gizleyerek yaşamak zorunda kalmışlardır.
Özellikle Yavuz Selim devrinden itibaren büyük ölçüde Sünni Hanefi şeriatına dayanan, itikadi açıdan ise daha ziyade Eş’ari inancını temel alan Osmanlı idaresi heterodoks, mistik / ezoterik İslam inancını temsil eden Alevilik ve Bektaşilik üzerinde ortodoksinin ağır zulmünü acımasızca icra etmiştir. On binlerce Alevi katledilmiş, binlerce Alevi / Bektaşi önderi idam edilmiştir.
Aleviler ve tüm batıni gruplar Anadolu topraklarında Babailerden beri egemen din ve siyaset anlayışına karşı sürekli başkaldırmışlardır. Bu başkaldırı Osmanlı döneminde de devam etmiştir. Şeyh Bedrettin’ler, Bozoklu Celal’ler, Pir Sultan’lar Alevi Türkmen isyan geleneğinin destansı halkalarıdır. 16. yüzyılda Safevi rüzgarıyla yeni bir sürece giren zulme isyan dalgası 17. yüzyıldan itibaren 2- 3 asır süren Celali başkaldırılarıyla devam etmiş ve son Celali Mustafa Kemal Paşa ile anti emperyalist ulusal kurtuluş mücadelesi sonucu Cumhuriyete taşınmıştır. Yüzyıllardır süren Alevi Türkmen ayaklanmacıları Safevi Devleti’nin kuruluşunu saymazsak ilk kez Mustafa Kemal ile birlikte zafer kazanmıştır. Cumhuriyet; Alevisi, Sünnisi, Caferisiyle bütün Türk ulusunun zaferidir. Dolayısıyla Cumhuriyet aynı zamanda bir Alevi Türkmen zaferidir.Zira; Cumhuriyet ile birlikte artık Aleviler, şeyhülislam fetvasıyla katledilmekten kurtulmuşlardır.
Halifeliğin kaldırılışı ile de Hz. Ali ve evlatlarına yapılan zulmün süreği olarak devam eden Alevilere yönelik hilafet baskısı da son ermiştir.
Osmanlı döneminde hiçbir zaman devlet yöneticisi / memuru olamayan Aleviler, Cumhuriyet devrinde TBMM Başkan vekilliği, mebusluk, bakanlık vb. olabilme imkanına kavuşmuşlardır.
Aleviler, Atatürk Cumhuriyeti ile birlikte şehre inebilmişler, yüzyıllardır maruz kaldıkları izolasyondan kurtulup toplumun diğer kesimleriyle entegrasyon sürecine girmişlerdir.
O halde Aleviler, Atatürk’e çok şey borçludurlar. Atatürk’ün yaptıkları öyle bir heyecan yaratmıştır ki, bazı Aleviler, hayranlık ve hayret içerisinde; “ Yoksa Hz. Ali, Mustafa Kemal donunda yeniden mi zuhur etti ? “ diye düşünmüşler ve pek çoğu bunun böyle olduğuna inanmışlardır.
İşte tüm bunlardan dolayı Alevilerdeki Atatürk sevgisi, hemen hemen her Alevinin evinde Atatürk resminin asılı bulunmasıyla tezahür ettiği gibi aynı zamanda Alevi ibadethanelerinde de Atatürk resimleri dini ve manevi bir Alevi önderinin gibi baş köşeye konulmuştur.
Cem evlerinde Atatürk’ün resimleri Hz. Ali ve Hacı Bektaş Veli’nin resimleriyle birlikte müminlerin temaşa ettikleri mukaddes figürler arasına girmiştir.
Evet; Atatürk sadece siyasi bir önder değildir. O, siyasi önder olmasının yanı sıra aynı zamanda manevi ve dini bir önderdir. Tıpkı yüce peygamberimizin hem siyasi hem de dini önder oluşu gibi. Tıpkı Hz. Ali’mizin hem siyasi hem de dini bir önder oluşu gibi…
Yüce Atatürk’ün dine, İslam’a ve bilime, akla ve insanlık değerlerine, Türk tarihine, ahlak ve erdeme ilişkin sözleri ve eylemleri incelendiğinde görülecektir ki o gerçekten, şeksiz ve şüphesiz bir dini önderdir. Hakk’ın tecelli ettiği evliyaullahtandır. Erendir, ermiştir.
Bu inancımızın bir göstergesidir ki yüce Atatürk’ün yaşamı hiç kimse için söz konusu olamayacak düzeyde olağan üstülüklerle doludur. 57 yıl gibi kısa bir ömürde yaptıkları, gerçekleştirilmesi için yüzyıllar gereken işlerdir. Öngörüsü, becerisi, azmi ve iradesiyle aşılmaz denilen engelleri aşmış, yıkılmaz denilen kaleleri yıkmış, kurulmaz denilen binaları kurmuş, yürünmez denilen yolları yürümüş, başka toplumların 300 yılda geçtiği tünelden Türk ulusunu 15 – 20 yılda geçirmiş şanlı devrimciyi manevi bir önder olarak görmemek kesinlikle körlüktür.
Hal böyleyken Atatürk karşıtlığının Alevilerin arasına kadar sızmış olması, cem evlerinden Atatürk’ün resimlerinin çıkarılmaya yeltenilmesi, ulu önderin Dersim olayları üzerinden neredeyse katliamcılıkla suçlanmaya çalışılması son derece hazindir.
Oysa bilinmelidir ki bu ülkede Atatürk’ün alternatifi gericilik, hurafe, yobazlık, yoksulluk, teokratik baskı ve zulümdür. Zira; ümmetten ulusal devlete, gericilikten bilime geçişin adıdır Mustafa Kemal Atatürk !
Atatürk, Türk ulusunun kimliği, şerefi, varlığı ve dirliğidir. Nasıl ki Türk ulusu Atatürk’süz düşünülemezse Alevilik de onsuz düşünülemez. Atatürk’süz Alevilik, Ali’siz Alevilik çalışmalarının büründüğü çakal postudur. Unutmayalım ki, laik Atatürk cumhuriyetinin son bulmasında en büyük acıyı Aleviler yaşayacaktır. Mustafa Kemal aşkıyla yanıp tutuşan biz Aleviler, dünyaya eşi benzeri gelmemiş, kurtuluş ve kuruluş mücadelesinin baş mimarı olan bu büyük insanı savaş suçlusu ve Alevi düşmanı ilan etmelerine izin vermemeli, dik durup ileriye bakmalıyız.
Bilinsin ki, Aleviler ve Atatürk ayrı düşünülemez. Biz halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü göze alanlardanız. Zira, dünyanın öbür ucunda tanımadığımız insanın gözyaşı bile yakar bizim yüreğimizi…
Bir kutsal sudur Mustafa Kemal Paşam !
Akar gürül gürül; sığmaz zamana…
Ulu Atam,
Açtığın yolda, gösterdiğin ülküde, hiç durmadan yürüyeceğimize ant içeriz…
72 milyonluk Türkiye halkının, 260 milyonluk Türk halkları dünyasının ve bütün insanlık aleminin emsalsiz şahsiyeti…
Manevi hatıran önünde derin bir saygı ve ürpermeyle eğiliyorum.
Işıklar içinde uyu… /
MUSTAFA CEMİL KILIÇ