Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu eşsiz lider Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Mücadelesin’de millî birliği sağlayan, savaş meydanlarında bütün düşmanlarını dize getiren yetenekli bir komutan, resmi olarak yıkılmış bir imparatorluğun küllerinden tam bağımsız bir devlet kuran büyük siyaset adamı, milletini çağdaşlaştıran güçlü bir devrimcidir. Bu nitelikleriyle, insanlık tarihinin tanıdığı en büyük adamlardan biri olduğuna hiç şüphe yoktur. Kahramanlık ve yüksek insanlık meziyetlerini kişiliğinde en yüksek düzeyle taşıdığında dünya tarihçileri ve fikir adamları tereddütsüz birleşmektedir. Tarihin büyük tanıdığı kişilerle karşılaştırıldığı zaman, türlü bakımlardan belirgin üstünlükleri göze çarpmaktadır. Atatürk, her şeyden önce, hem fikir hem hareket adamı idi; o, fikri ve hareketi kişiliğinde birleştirmiş bir liderdi.
Yüce Atatürk’ün, fani vücudunun aramızdan ayrılışının 73’üncü yıldönümünde, ebedi istiratgâhı olan Anıtkabir’de Zöhre Ana önderliğinde yurdun dört bir yanından ve yurtdışından gelen binlerce seveni ile huzurundaydık…
Çeyrek asrı geçen bir süredir her 10 Kasımda bütün acılarımızla Ulu Önderimize olan gönül borcumuzu bir nebze de olsa ödemek için gittiğimiz Anıtkabirden sonra, Atatürk için tutulan bir günlük yası matem orucunu açmak için Zöhre Ana’nın mekânına gidildi. Binlerce insan aş-evinde Zöhre Ana’nın Atatürk için vermiş olduğu lokmalar ile oruçlarını açtılar. Lokmaların yenilmesinden sonra yüce Atatürk’ün hayatını anlatan video izlendi ve daha sonra Zöhre Ana tarafından yine Atatürk’ün batın ve zahirdeki yönleri, nefesleri, Cumhuriyetimizi kurarken vermiş olduğu mücadeleleri anlatıldı.
Ne mutlu Atatürk’e gönül verene ve onun aydınlık yolundan gidene.
Türkiye’nin Güneşi Atatürk…