Acının, gözyaşının, savaşın olmadığı, sevginin, huzurun egemen olduğu, savaş ve terör olaylarının yaşanmadığı bir dünya umuduyla 1 Eylül Dünya Barış Günü kutlu olsun.
20’inci Yüzyıl Dünya savaşları ile anılırken, 21.yüzyılda uluslararası terör saldırıları, bireysel katliamlar, Arap Baharı, Irak savaşı ve Ortadoğu’da güç savaşları ve iç savaşlarla anılır oldu.
Adı ister küreselleşme olsun ister yenidünya düzeni olsun adı farklı amacı insan sömürüsü olan küresel çark dönüp durmakta insana zulüm devam etmektedir.
Nice mazlum milletler, insanlar açlık, sefalet, kan ve gözyaşı içinde yaşarken, emperyalist güçlerin ve işbirlikçilerinin halen silah üretmesini akla vicdana sığdırmak mümkün değildir.
Sözlerin, fikirlerin ve eylemlerin barıştan insandan yana olmadığı, uzlaşmanın değil çatışmanın körüklendiği, barış ve kardeşlik isteyenlerin sözlerinin özgür olmadığı bir dünyada insanın özgürlüğünden ve barıştan söz edemeyiz.
Eğer önce insan diyorsak, gerçekten barış istiyorsak ulusların yöneticilerini bilinçli, bilgili ve yürekleri insan sevgisi ile dolu olanlardan seçmesi gerekiyor.
Bizim yolumuz Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği “Yurtta barış, dünyada barış” fikrinde gidilen yoldur. Bu yol temeli insan sevgisi olan vatanımızda ve tüm dünyada barışın yaşanmasını amaç edinen bir yoldur.
Savaştan ve şiddetten uzak insanlık sevgisinin yüceltildiği barış dolu bir Dünya diliyor; insanlığa hizmet için çalışan sevgi, hoşgörü ve barış diyen herkesin Dünya Barış Günü’nü kutluyorum.
Pir Zöhre ANA